• iPhone 7
  • iPhone SE
  • EDEvat Hakkında
  • Yazar Hakkında

EDEvat

Teknoloji hakkında her şey...

  • Teknoloji Haberleri
    • Apple
    • Google
    • Microsoft
    • Mobil
    • Uygulamalar
  • Ürün İncelemeleri
    • Telefonlar
    • Tabletler
    • Akıllı Saatler
    • Laptoplar
    • Kameralar
  • Bilimsel Haberler

Android L: Android’in ilk “büyük” güncellemesi

01/07/2014 tarafından Özgün

Google, geçtiğimiz hafta düzenlediği IO14 geliştirici konferansında pek çok yeni servis ve ürününü tanıttı. Google’ın mobil işletim sistemi olan Android‘in yeni sürümü Andorid L‘nin IO14’ten en çok beklenen ürün olduğuna ise şüphe yok.

Android L

Google, Android L için “Android’in lansmanından beri yaptığımız en büyük güncelleme” olarak bahsediyor. Haksız da sayılmazlar. Android L, trende uygun yepyeni “flat” bir arayüze, yeni ve iyileştirilmiş bildirim ekranına ve yeniden yorumlanmış bir multitasking’e sahip.

Tasarım değişiklikleri elbette ilk göze çarpanlar oluyor: Güncel Android sürümü olan KitKat‘ın arayüzü Holo, Google’ın tabiriyle “yalın geometrik şekiller ve kağıt’tan ilham alınarak” Material Design adı altında yenilenmiş.

Android L

Android L‘in tasarım ve geliştirme süreci halen devam ettiğinden bazı yenilikler işletim sisteminin bazı yerlerine henüz entegre olmasa da, değişiklik yapılan yerler hemen göze çarpıyor:

Telefon app’i çok sade ve güzel animasyonlarla bezenmiş. Hesap makinesi de rengarenk ve çok hoş görünüyor. Android’in temel navigasyon tuşları da tasarım değişikliğinden nasibini almış. Ekranın altında artık Playstation’a benzer üçgen (geri), kare (multitasking) ve dairesel (app ekranı) düğmeler var.

Android L Telefon, Hesap Makinesi ve App Switcher

Multitasking ekranında ise yenilikler sadece görselle sınırlı değil. Ekran bir oyun kartı destesi gibi görünüyor ve artık Google Chrome‘a açtığınız her bir sekme burada bir app gibi ayrı olarak gösteriliyor. Ancak ben bu konuya oldukça nötr yaklaşıyorum. Gerçek app’ler ile web sayfalarının arasındanki çizgiyi incelttiği ve kullanım kolaylığına odaklandığı için Google‘ı tebrik ediyorum. Ancak bu tercih kullanıcıların aradıklarına ulaşmalarını zorlaştırabilir.

Android L‘in büyük yeniliklerinden sonuncusu ise bildirim ekranında yapılmış. Artık bildirimlere direkt olarak kilit ekranından müdahale edebiliyorsunuz. Örneğin bildirimleri elinizle sola kaydırıp silebiliyor, ya da sürükleyip farklı amaçlar için de kullanabiliyorsunuz.

Andorid L Bildirim Ekranı

Andorid L‘de, tüm bu tasarımsal yeniliklerin dışında, kaputun altı olarak tabir edilen pek çok yenilik de var. Daha iyi bir güç yönetim sistemi ile daha uzun pil ömrü, daha esnek ve hızlı bir kullanıcı deneyimi ve arama özelliğinde yapılan yenilikler bunlardan sadece bazıları. Güvenlik için de bazı yenilikler var. Örneğin Android’in giyilebilir cihazlar için tasarlanmış versiyonu olan Android Wear‘a sahip cihazınız kolunuzdayken telefon kilidini açmanız için kod girmeye gerek olmuyor. Telefonunuzu bir yere bırakıp uzaklaştığınızda da telefon otomatik olarak kilitlenebiliyor.

Son olarak da Android L‘in The Verge tarafından yayımlanan kısa inceleme videosunu da aşağıda izleyebilirsiniz:

Kategori:Google, Mobil, Teknoloji Haberleri Etiketandroid, android 4.4, android L, apple, edevat, elektronik, Google, güncelleme, io, io 14, io14, KitKat, özellikler, refresh, touch

Amazon, Dinamik 3D ve FireFly nesne tanıma motorlu Fire Phone’u duyurdu

19/06/2014 tarafından Özgün

Apple ekosistemine en yakın oluşumu kuran bir diğer şirket de Amazon.

Jeff Bezos‘un 1990’ların ortasında henüz hiç birimizin bırakın e-ticaret’i, internet’i bile doğru düzgün kullanmadığı zamanlarda kurduğu online kitap satıcısı, bugün dünyanın en büyük şirketleri arasına giren bir e-ticaret devi, içerik sağlayıcısı ve elektronik eşya üreticisi konumunda.

Amazon’un Kindle e-kitap okuyucusu ile başlayan elektronik serüveni, daha sonra kendi arayüzüne sahip Fire tabletler ile devam etti. Dün ise Amazon’un belki de en cesur adımını gördük: Fire Phone.

Geçtiğimiz haftalarda merak uyandıran bir “teaser” videosu yayınlayan Amazon, dün Jeff Bezos’un bizzat yaptığı sunumla Fire Phone’u tanıttı.

Fire Phone

 

Fire Phone’un iki ana özelliği var: Dinamik 3D ve FireFly. Her ikisini de kısaca anlatayım:

Dinamik 3D, telefonun ön tarafında bulunan iki adet kamera ile yüzünüzü sürekli takip etme prensibine dayanıyor. Gözlerin nerede olduğunu sürekli “bilen” kameralar sayesinde ekran sizin bakış açınıza göre kaydırılıyor ve bir derinlik hissi yakalanıyor. Bu sistem 3D olan her ortamda (kilit ekranı, 3D fotoğraflar, 3D oyunlar vs) çalışıyor.

 

Örneğin ekranda Harita app’inde görünen 3D bir bina var. Telefonu elinizde döndürerek binanın 3D modeli sanki gerçekten masadaymış gibi tüm duvarlarını dolaşabiliyorsunuz. Üretkenliğe bir faydası olmayan sadece görsel bir özellik olsa da çok güzel göründüğünü söylemeliyim. Özellik fanboyları tarafından ballandıra ballandıra anlatılacağından da şüphem yok 🙂

FireFly ise Dinamik 3D’nin aksine üretkenlik için yapılmış bir özellik. Açıklaması da çok basit. Telefonun kamerasını bir nesneye doğrultun ve o nesnenin ne olduğunu, nereden satın alınabileceği vs gibi tüm sorularınıza cevapları hazırlıyor. Ünlü bir resme tutup vikipedi makalesine ulaşabilir, bir TV dizisine tutup o Tv dizisinin ne olduğunu, DVD’sinin nereden alınabileceğini ve hatta Amazon’dan anında nasıl izlenebileceğini öğrenebiliyorsunuz.

firefly Firefly, Web 3.0’a, yani Semantik Web‘e geçtiğimizin kanıtı.

Şu aşamada 100 milyon değişik ürün, eser, vs kataloglanmış. Sunum esnasında Jeff Bezos’un telefon numaraları, e-posta adresleri, filmler, tv dizleri, kare kodlar, web siteleri, şarkılar, kitapları taradığı ve kullandığı FireFly, hızlı ve hatasız bir biçimde çalıştı. Tüm taranan ürünleri katalogladı ve bu bilgileri kullanarak satın alma, telefon etme gibi işlemlerde kullandırdı. Firefly aynı zamanda Shazam-vari bir biçimde şarkıları ve TV dizisi/sinema filmlerinin seslerinden ne olduklarını iOS8’de Siri‘nin de yapabileceği gibi anlayabildi. Ayrıca FireFly sunumda sanat eserlerini de tanıyıp Wikipedia’dan doğru sayfaları gösterebildi. Düşünsenize, ileride bazı appler yediğiniz yemeğe bakarak kalorisini bile söylebilir. İnanılmaz.

Donanım olara Fire Phone, elden kaymaması için lastikle güçlendirilmiş kenarları ve Gorilla Glass 3 ile çok kaliteli duran bir telefon. Ancak teknik özellikleri güçlü olmasına rağmen LG G3, Samsung Galaxy S5 ya da HTC One M8 seviyesinin biraz altında:

  • 4.7″ IPS 1280×720 LCD (315ppi), Corning Gorilla Glass 3
  • Quallcom Snapdragon 800 SOC
  • 2.26 GHz 8-çekirdekli Krait 400 işlemci
  • Adreno 300 GPU
  • 2GB RAM
  • 32/64GB bellek
  • 13MP Optik Stabilizasyonlu arka kamera
  • 2.1MP ön kamera
  • 2400mAh batarya
  • Android tabanlı Fire OS 3.5.0
  • 160 gram ağırlık
  • UMTS/HSPA+/DC-HSDPA (850, 900, 1700/2100, 1900, 2100 MHz), Quad-band GSM/EDGE (850, 900, 1800, 1900 MHz), LTE (1, 2, 3, 4, 5, 7, 8, 17, 20) desteği
  • Bluetooth 3.0, GPS, NFC, Wi-Fi 802.11 a/b/g/n/ac desteği
  • 139.2mm x 66.5mm x 8.9mm

Toparlamaca:

Amazon, 90’larda başladığı serüvenini sadece e-ticarette ya da kitap’ta kalmayarak hep bir adım öteye götürdü. Ancak Fire Phone, Amazon’un bu güne kadar yarattığı en başarılı ürün. Android’i baz alan ancak tamamiyle yeni bir işletim sistemi olan FireOS ile Semantik Web’in kapılarını açan Amazon, Fire Phone ile Apple’ın en ciddi rakibi olduğunun altını bir kez daha çizmiş oldu.

Fire Phone’u denemek için sabırsızlanıyorum ancak Amazon’un ülkemizdeki varlığı neredeyse yok denecek seviyede olduğundan Fire Phone’un Amazon Türkiye’de tam anlamıyla var olmadan geleceğini düşünmüyorum.

Kategori:Mobil, Teknoloji Haberleri Etiket4.7, adreno, amazon, apple, dynamic, dynamic 3d, elektronik, fire, fire phone, firefly, gadget, gorilla glass, gorilla glass 3, innovation, iphone, jeff bezos, kindle, kindle fire, krait, LTE, özellikler, snapdragon

LG G3 incelemesi: En iyisi mi?

13/06/2014 tarafından Özgün

Android, ilk çıktığı anda beri pek de sevdiğim bir işletim sistemi olmadı. Kullanıcı deneyimi kötüydü, telefonların teknik özellik ve ekran boyu/çözünürlük farklarından dolayı sürekli takılıyordu. Tabletlerde ise durum daha da içler acısıydı.

Android kullanan piyasadaki çoğu markanın da ürün geliştirme yaklaşımlarını doğru bulmadığımı ekleyeyim. Teknik özellik delisi 8 çekirdekli işlemciler, megapiksel yarışında at koşturanlar, gereksiz-anlamsız özellikleri kullanıcılara matahmış gibi gösteren üreticiler belki teknolojiden çok da anlamayan kullanıcıları kandırabilir, ancak toplam deneyime bakan teknolojisever birini – öhm *beni mesela* – çok da etkilemiyor.

Ancak tüm bunlar Android’in gerekliliği ve önemine gölge düşüremez. Her platformun bir açık kaynak işletim sistemi olmalı. Bu, sistemin her ne kadar kusurları olsa da teknolojinin herkese yayılması için çok önemli bir faktör.

Bugün Android, hasta doğan bir bebekten, olgun ve sağlıklı bir birey olmaya doğru ilerliyor. Açık kaynak olmasının dezavantajlarını her daim hissedecek olsa da, özellikle iPhone’a rakip olan üst segmentte başarılı bir performans sergiliyor ve bu da beni bugünkü incelemem konusunda heyecanlandırıyor.

LG’nin yeri bende farklı. Özellikle son dönemde çıkarttığı telefonlar ile (Optimus G, G2 ve Nexus 5) adından doğru şekilde söz ettiren bir marka olan LG, G3 ile bu başarısını yinemekte kararlı. Daha fazla uzatmadan incelememe başlayayım:

LG G3 Ön

LG, G3’ün tüm pazarlama stratejisini detay ve sadelik üzerine kurmuş. Kendi geliştirdiği QHD ekran, bir telefonda görebileceğimiz en yüksek çözünürlüklü ekran: tam 2560*1440 çözünürlüğünde! Aslında bu ekranın kullanılacağını duyduğumda biraz hayal kırıklığı yaşamadım değil. 534ppi gibi akıl almaz çözünürlükteki bu ekranın çok gereksiz olduğuna inanıyorum. Çünkü telefonu genek kullanım olarak gözünüzden 20-30cm aralığında tutuğunuz zaman 300-350ppi’dan daha yüksek çözünürlükleri gözünüz ayırt edemiyor. Bu Apple’ın iPhone 4’ün lansmanında açıkladığı ve pek çok bilim insanı tarafından da doğrulanan bir kavram. Ancak LG’den Dr. Ramchan Woo’ya göre ekran özünürlüğü ile (ppi) baskı çöznürlüğü (dpi) farklı kavramlar ve ekrandaki piksellerin fark edilebilir olmaması için baskı çözünürlüğünden 2 kat daha yoğun olması gerekiyor. LG’nin hesaplamalarına göre bu rakam 540ppi’a denk geliyor ki bu da G3’ün çözünürlüğüne çok yakın bir rakam.

Ancak ben yine de bu çözünürlüğün sadece daha çok pil tüketen ama çok güzel görünen bir “gimmick” olduğuna inanıyorum. Telefonu günlük hayatta kullanırken bu çözünürlüğün faydasını görebileceğiniz neredeyse hiç bir alan yok. İnternette sörf yaparken, mail, sosyal medya vs gibi araçları kullanırken normal bir HD ekranlı telefon kullanmaktan farklı bir his almıyorsunuz. Ancak bu çözünürlüğü detekleyen yeni içerik ve app’ler çıkınca G3 farkını ortaya koyabilir ki o zaman geldiğinde biz G4’ü konuşacağız.

Eh, çözünürlük bu kadar yüksek olunca, geri kalan özellikler de bir power user’ın rüyalarını süsleyecek şekilde hazırlanmış: Galaxy S5’ten tanıdığımız dört çekirdekli 2.5Ghz Snapdragon 801 işlemci, Adreno 330 GPU, 3GB RAM ve 32GB dahili hafıza, 13mp lazer odaklamalı 4k video (3,840 x 2,160/30 fps) çekebilen kamera ve Android 4.4.2.

LG G3 ekran

G2’nin başarısını ve kalitesini bir üst kademeye taşımak isteyen G3’ün G2’den en büyük farkı ise boyutları. G3’ün QHD ekranı tam 5.5 inç, bu da onu telefon kategorisinden telablet (phablet’in Türkçesi, ben buldum, TDK’ya selam ederim) kategorisine sokuyor. Hele hele ilk Samsung Galaxy Note’un 5.3 inç’lik bir ekrana sahip olduğunu düşünürseniz, neden bahsettiğimi daha iyi anlayacaksınız. Ancak artık bu boyutlar alışagelmiş durumda. Ve şunu söyleyebilirim ki bu dev boyutuna rağmen G3, formu ve kıvrımları sayesinde ele çok iyi oturan bir telefon.

LG G3 Arka Tuşlar

G3’ün rakiplerinden farklılaşan bir başka özelliği olan arka tarafta bulunan kilit ve ses tuşları, G2’nin boyutunda bir telefonda bu tuş yerleşimi çok işe yararken, kullanımları G3’te zorlaşmış. Bu boyuttaki bir telefonda o tuşlara götürmek için ellerinizi oldukça esnetiyorsunuz. Ya da diğer elinizi kullanıyorsunuz ki bu da tuşları tek elle kullanım için oraya yerleştirilen bir telefon için en istenmeyen şey olsa gerek. Belki de yeni bir tuş yerleşimi ile daha olumlu bir sonuç alınabilirdi.

LG G3 Arka Gövde

G3’ün metal görünümlü gövdesi ise S5’teki kadar ucuz bir etki bırakmasa da bir doğan görünümlü şahin etkisi de yok değil. Belli bir mesafeden çok kaliteli görünen gövde, elinize aldığınız ve metal olmadığını hissettiğiniz anda biraz hayal kırıklığı yaratıyor. Ön tarafta ise kusur bulmak çok zor. Ekran o kadar güzel ve kaliteli ki, aklınızdaki tek şey o oluyor.

G3’ün yay biçimli tasarımı, onu olduğundan daha ince görünmesini sağlıyor. iPad 2, iPad with Retaina Display ve iPad 4’te de kullanılan bu tasarım şekli ile G3 elde daha kolay tutulabiliyor.

Kamera konusunda ise konuşulabilecek iki şey var. Kamera app’i ve lazer odaklama.

G3’ün kamera app’i inanılmaz derecede minimalist. Fotoğraf ve video çekmek için ekrana dokunuyorsunuz, hepsi bu. LG ayrıca G3’e sesli deklanşör özelliği eklemiş. “LG”, “kimchi”, “whiskey”, “cheese”, “smile” komutları ile fotoğraf çekebiliyorsunuz. Ayrıca ön kamerada – ki adı “selfie camera” olmuş – özçekim için farklı bir özellik eklenmiş: Elinizi ekrana doğru yaklaştırıyorsunuz ve mavi çizgilerin elinizi tanımasına izin veriyorsunuz. Daha sonra elinizi yumruk yapınca 3 saniye içinde fotoğraf çekmek için geri sayım başlıyor ve telefonun deklanşörüne dokunmadan fotoğrafınızı çekebiliyorsunuz.

Lazer odaklama ise G3’ü fotoğraf çekme hızında rakiplerinin önüne geçiriyor. 300ms civarında bir çekim hızı sunan rakip telefonlara kıyasla G3 220ms gibi inanılmaz bir sürede odaklanıp fotoğraf çekebiliyor. Bazıları “80ms nedir ki?” diyebilir ancak bu fark edilebilecek bir hız farkı ve G3’ün kullanımını oldukça kolaylaştırıyor.

Kameranın kalitesi ise bu sınıfta bir telefonda beklenecek düzeyde. Renkler ve kontrast başarılı, karanlık ortamlarda dahi iyi sonuçlar alınabiliyor. Özellikle düşük noise ve renklerin canlılığı konusunda G3 kendine hayran bırakıyor.

Geri kalan özellikleri ise her modern telefondan beklenen teknik özellikler: 2G (GSM/EDGE), 3G (HSPA+ 21/42 Mbps) ve LTE (SVLTE, CSFB, CA, VoLTE RCS, MIMO) desteği, Bluetooth 4.0, 802.11a/b/g/n/ac ve GPS/GLONASS sistem uyumluğunu. G3’ün pili 3,000mAh kapasiteye sahip, bu da G2 ile aynı kapasite anlamına geliyor. QHD ekranın daha fazla elektriğie ihtiyaç duyduğu düşünürse bu çok daha iyi bir haber sayılmaz. Ancak internette yine de pil ömrünün G2 ile benzer olduğu yönünde yorumlar yapılmakta.

G3 ayrıca IR blaster’a, microSD card slotuna, kablosuz şarj teknolojisine ve NFC’ye de sahip.

Toparlamaca

LG G3 piyasaya çıkmadan önce herkes ondan çok şeyler bekliyordu. G3, bazı beklentileri başarıyla karşılarken bazılarını da G4’e bırakıyor. Ancak G3 için şu anda piyasada satılan en iyi Android telefon dememek elde değil. Ekranıyla, kamerasıyla, teknik özellikleri ve Android 4.4.2 ile G3 üzerine düşen her işi tereyağından kıl çeker gibi yapıyor ve tüm bunları bazı markalar gibi kopya va yerinde sayan ürünler yerine orijinal bir tasarım ile harmanlıyor.

Sonuç olarak G2 sahibiyseniz G3’e geçmenizi önermiyorum. Mükü G2 zaten harika bir telefon. Ancak farklı bir ekosistemden Android’e geçiş yapıyorsanız ya da eski bir telefonunuz var ve şu aralar iyi bir telefon arıyorsanız G3, her şeyiyle ihtiyacınızı karşılayabilecek harika bir telefon.

Kategori:Telefonlar, Ürün İncelemeleri Etiket1440, 2560, 4.4, 4.4.2, android, android 4.4, apple, edevat, elektronik, G2, G3, Google, güncelleme, iOS, iphone, KitKat, LG, LG G2, LG G3, nexus, nexus 5, optimus, optimus g, özellikler, QHD

Gerçek multitasking iOS’e geliyor

10/06/2014 tarafından Özgün

Yıllardan beri cihazlarında pil ömrünü azaltacağı endişesiyle kapalı sistem bir multitasking’i – pek çok app’i çalıştırma ancak iki app’i aynı anda kullanamama – tercih eden Apple, cihazlarının komponentlerinin zamanla çok daha az enerji harcamasını ve rakiplerinin baskısını da göz önüne alarak gerçek anlamda bir multitasking’i iOS‘e getirecek gibi görünüyor.

Geliştirici Steven Troughton-Smith tarafından iOS8’de keşfedilen bazı kodlar Apple’ın şimdi olmasa da daha sonrası için iki app’i yan yana kullanacak bir çözüm üzerinde çalıştığını katılıyor.

iOS’in kullanıcı arayüzünden sorumlu program olan Springboard’da, ekranı 1/4, 1/3 ve 1/2 oranında bölerek iki app’in aynı anda çalışmasına ve birbirleri ile iletişim kurmasına olanak sağlayan bir dizi kod bulan Steven Troughton-Smith bu app’lerin de app’ler arası geçiş ekranı olan AppSwitcher’da tek bir app olarak göründüğünü fark etmiş.

Daha önce tanıtılan multitasking konsepti (Yeni dedikodulardan önce hazırlanmıştı)

iOS ortamında bu tür  bir multitasking’in olmayışı Microsoft ve Google tarafından defalarca dile getitirilmiş ve pazarlama stratejilerinin önemli bir parçasını oluşturmuş, hatta alay edilen bir üslupla reklamlarında kullanılmıştı.

Apple’ın yakın zamanda böyle bir özelliği an azından iPad Air için piyasaya sunacağı aşikar – mesela iOS 8.1?

Bu hamle ile Apple rakipleri karşısında en büyük avantajı olan iOS ekosisteminin büyüklüğünü arkasında alarak iPad‘i bir tüketim cihazından üretim cihazına çevirebilir.

Kategori:Apple, Mobil, Teknoloji Haberleri, Uygulamalar Etiket8.1, air, android, app, apple, code, edevat, Google, iOS, ipad, ipad air, iphone, ipod, KitKat, kod, microsoft, multitasking, özellikler, refresh, sdk, Steven Troughton-Smith, windows, wwdc

iOS 8’in incelikleri

08/06/2014 tarafından Özgün

Apple, geçtiğimiz hafta WWDC14‘te tanıttığı iOS8 ile hem kullanıcılar hem de geliştiriciler için pek çok yeniliği duyurmuş, duyuruduğu bu yenilikler hakkında büyük beğeni toplamıştı.

Bir önceki yazımda daha çok geliştiriciler için duyurulan yenilikler ile iyileştirilen ana app’lerden bahsetmiştim. Bu sefer iOS8’in sistem özelliklerinde tanıtılan yeni özellikler ve kısayollardan bahsedeceğim:

Web sitesi, medya gibi şeylerin paylaşılmasıda ekranın alt tarafında çıkan bir bilgi şeridi olan Paylaşım Ekranı, iOS8’de artık tamamen kişiselleştirilebiliyor, paylaşım imkanı sunan app’lerin yerleri değiştirilebildiği gibi tamamen bu ekrandan da kaldırılabiliyor.

paylasimekrani

 

Apple Safari‘yi de elden geçirmiş ve özellikle Safari’nin işleyişi ve hızı ile ilgili pek çok geliştirme yapmış. Yapılan bu geliştirmelerinin yanı sıra, kullanıcıların en çok dile getirdiği mobil site yerine masaüstü site açılmasını opsiyonel olarak ayarlayabiliyorsunuz.

masaustusite

Kamera app’i de yeni bir özellik kazanmış: Time Lapse. Bu özellik ile uzunca bir süre tek bir noktaya sabitlenen bir iPhone/iPad/iPod touch, uzunca bir süre belli aralıklarla fotoğraflar çekip bunu tek bir video haline getiriyor. Bu sayede dakikalar süren ve çok yavaş akan bir görüntüyü, saniyelerle ifade edebiliyorsunuz. (örneğin gökyüzü çekimleri, bir çiçeğin açması, vb.). Normal fotoğraf çekim modunda ise artık parlaklık, kontrast gibi ayarlar manuel olarak da yapılabiliyor.

timelapse

DuckToGo, kullanıcı aktivitelerini takip etmeyen, özel bilgilerin korunmasına önem veren bir arama motoru. DuckToGo, artık varsayılan arama motoru olarak ayarlanabiliyor.

iBooks ise artık varsayılan olarak iOS8’in bir parçası. Ülkemizde pek rağbet göremese de Istanbul Apple Store’un açılması ile dijital kitap dükkanı iBooks’un yakın gelecekte yaygın olarak kullanılacağına inanıyorum.

Mesajlar, WhatsApp’tan “esinlendiği” pek çok yeni özellik ile iOS8’in en çok konuşulan “yeni” app’lerinden biri. Bu özelliklerin yanında artık mesajlarınızın saklanma sıklığını belirleyebilecek ve mesajlarınızda bir fotoğraf ya da video paylaşıken en son çektiklerinizie daha rahat ulaşabileceksiniz.

mesajlar

Fotoğraflar‘da da pek çok yenilik var. Artık en güncel fotoğraflar ve en güncel silinen fotoğraflar albümleri ile en son çektiğiniz/sildiğiz fotoğraflara rahatlıkla ulaşabileceksiniz.

ensonsilinenler

Wi-Fi arama, WWDC14’ün en büyük sürprizlerinden biri oldu. Eğer ülkemizde de operatör desteği gelirse, W-Fi olan noktalarda hattımızdaki dakikalarımızdan harcamadan dilediğimiz kadar telefonla konuşabileceğiz. Üstelik normal bir arama yapar gibi!

iOS8’in herkese açık beta programına girienlerin buldukları yeni özellikleri paylaştığı bu forumda iOS8 ile ilgili pek çok yeni özelliği bulabilirsiniz.

Kategori:Apple, Teknoloji Haberleri, Ürün İncelemeleri Etiket8, apple, güncelleme, iOS, ios8, ipad, iphone, ipod, özellikler, safari, touch, update, wwdc

LG G3’e ait her şey

29/04/2014 tarafından Özgün

Apple iPhone ve Samsung Galaxy S’e doğrudan rakip olan LG’nin amiral gemisi G serisi, 3. jenerasyonu ile piyasaya çıkmaya hazırlanıyor.

2012’de piyasaya çıkan Optimus G ile rakiplerinden, çok tartışılan ve sürekli davaların olduğu tasarım konusunda farklı bir noktada duran LG’nin, G2 ile beraber güç ve ses tuşlarını telefonun arkasına, tam ortaya konumlandırdığını biliyoruz. G3’te de bu geleneğini devam ettiren LG, bu sefer G2’ye göre daha sade bir tasarım tercih etmiş:

big

İşletim sistemi olarak Android 4.4 KitKat kullanan G3 oldukça sade bir arayüz ile karşımıza çıkacağa benziyor. G3, dedikodular doğru ise 5.4″ boyutunda 1440 x 2560 çözünürlükte inanılmaz bir ekrana, 32GB dahili belleğe, 16MP arka kameraya, 2 veya 3GB RAM’e ve 4 çekirdekli 2.5Ghz hızında Qualcomm Snapdragon işlemciye sahip olacak.

lg-g3-1

Çok yakın bir zamanda tanıtılması beklenen LG G3’ün satış fiyaatı ile henüz net değil.

LG G3 hakkında yeni ve güncel bilgiler geldikçe sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.

Kategori:Google, Mobil, Teknoloji Haberleri Etiket2560, elektronik, G3, gadget, LG, özellikler

  • « Önceki Sayfa
  • 1
  • …
  • 3
  • 4
  • 5

Sosyal Medya’da EDEvat

  • Facebook
  • Google+
  • Tumblr
  • Twitter

Arama Yap

Abone Ol

Teknoloji ile ilgili en güncel haberleri almak için e-posta adresini girmen yeterli.

En Çok Okunanlar

  • Yeni iPhone 6 fotoğraflarında girintili ses tuşları ve çizilmez Apple logosu göze çarpıyor
  • Dyson, 16 yıllık Ar-Ge'den sonra ilk robot elektrik süpürgesi 360 Eye'ı tanıttı
  • Bir tabu yıkıldı: Apple, iPhone 6 ve 6S için Smart Battery Case'i çıkardı
  • iPhone 7 Plus'ın olası ilk fotoğrafı sızdı

Tüm hakları saklıdır © 2019 · News Pro Theme da Genesis Framework · WordPress · Giriş